-
1 ağırlaşmak
1) тяжеле́ть2) станови́ться серьёзным / степе́нным3) ухудша́тьсяhasta ağırlaştı — больно́му ста́ло ху́же
hava ağırlaştı — пого́да испо́ртилась
4) нача́ть по́ртиться ( о продуктах)bu et yarına kalırsa ağırlaşır — э́то мя́со до за́втра испо́ртится
5) усложня́ться, станови́ться бо́лее тру́днымgeçim şartları ağırlaştı — усло́вия жи́зни ста́ли ху́же
kulağı ağırlaştı — он стал ху́же слы́шать
dersler bu yıl oldukça ağırlaştı — заня́тия в э́том году значи́тельно усложни́лись
-
2 ağırlaşmak
ağırlaşmak schwerer werden; Gang(art) sich verlangsamen; Mensch vernünftiger werden; Fleisch usw nicht mehr gut sein;hasta ağırlaştı der Zustand des Kranken hat sich verschlimmert -
3 хуже
daha kötü,daha fena* * *оди́н ху́же друго́го — birbirinden beter
(и) что ещё ху́же,... — daha beteri,...
ху́же всего́ то, что... — hepsinden beteri / kötüsü,...
он игра́л не ху́же тебя́ — senden fena oynamadı
больно́му ста́ло ху́же — hasta fenalaştı / ağırlaştı
здесь ста́ли ху́же корми́ть — buranın yemekleri fenalaştı
чем я ху́же други́х? — benim neyim eksik başkalarından?
См. также в других словарях:
ağırlaşmak — nsz 1) Ağır duruma gelmek 2) Hava sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak, bozulmak Büsbütün ağırlaşmış bir hava içinde nerelerden geçtiğimizi artık fark etmiyorduk. R. N. Güntekin 3) Yavaşlamak Artık yavaş yavaş göçüyor, boyu kısalıyor, teni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabaha çıkmamak — (hasta) sabaha kadar yaşayamamak, sabahtan önce ölmek Akşama doğru birdenbire ağırlaştı. Altı saatten beri kendini bilmiyor. Sabaha çıkmayacak. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük